http://sairlermaras2.blogspot.com.tr/

20 Temmuz 2014 Pazar

ALİ GÖZÜKARA


MESLEĞİ: Ozan / Yazar

DOĞUMU: . Elbistan’ın Eldelek köyünde 1928’de doğdu.

ÖĞRENİMİ
İLKOKUL: İlkokulu Elbistan’da okudu.

Küçük yaşta halk şiiri tarzında şiir yazmaya başladı.
ESERLERİ
HER YAYLADAN ÇİÇEK1.   Elbistanlı Âşık Ali Gözükara’nın Seçme Şiirleri - 1956, 
2.   Kalbimin Feryadı - 1958,
3.   Dersler Konuşuyor - 1958,
4.   Her Yayladan Bir Çiçek - 1959,
5.   Vatan Aşkı,
6.   Bir Demet,


7.   12 Şubat’ta Kahramanmaraş’tır.

----------------------------------------------------------
AÇIKLAMA

Araştırmacı yazar  Memet Gözükara'nın anlattığı olayı ilgisi nedeniyle aynen alıyorum:  

Mehmet Gözükara"Geçenlerde Elmalı köyünden Eldelek’e düğün için gelen seğmen akşama kadar düğünde eğlenir. Düğün ağız tadıyla o gün tamamlanır. Akşam olup da dışarıdaki eğlence bitince Elmalı’dan Eldelek’e gelen misafirler odaya çekilir (alınır). Odaya alınan misafirlerin arasında Elmalı köyünün saygın ağalarından biri de bulunmaktaymış. Odada sohbet kurulur. Ağa konuşuyor, oda halkı da hürmetli bir şekilde onu dinliyorlarmış. Söz dolaşır âşıklara ve deyişetcilere gelir. Bu arada söze karışan ev sahibi “Ağam, bizim köyde bir âşık var, iyi deyişet söyler” demez mi. Ağa “Çağırın da gelsin, meclisimizi şenlendirsin, sohbete şeker bal katsın” demiş. Köyden biri gidip Aşık Ali Baz’ı (Ali Gözükara şişman görünüşünden dolayı Ali Baz lakabıyla anılırdı) çağırır. Ali Baz odaya gelir. Ağa Ali Baz’a “Hoş geldin aşık” der ve iltifat olsun diye yanındaki mindere buyur eder. Hal hatır sorduktan sonra “Bize bir şeyler söyle de dinleyeyim” kısmına geçilir. Âşık Ali “Sebepsiz kuş uçmaz, şimdi ben bir sebep yokken ne söyleyeyim ağam” derse de; ağa diğer odadan hanımını çağırarak, Aşık Ali’nin yamacına oturtur. “İşte sana bir söyleyecek sebep, benim hanımı şiirinle öv” der. Âşık Ali bir hanıma bakar, bir ağaya… Sonra ağaya dönerek “Ağam, beni sana fazla med etmişler, ben dedikleri kadar şair değilim” der. Çünkü, hanımı ağaya yakışır güzellikte değildir. İri, kara kuru, biraz da söz yerine gelmeden, üstüne düşeni de, düşmeyeni de konuşan kuruntulu bir tipmiş. Ağa aşığın söylemesinde ısrarlıdır. Ve “Aşık olanın gördüğünü söylemesinde bir beis yoktur. Bu yüzden, her söylediği hoş karşılanır” diyerek aşığı cesaretlendirir. Âşık aşırı ısrar karşısında ağanın hanımına bakarak şu deyişeti söyler:

Hem baharsın hem de yazsın
Dallarda yeten kirazsın
Kömürden daha beyazsın
Kara diyen kimdir sana.

Yok muydu bir güzel gelin
Soldurmamış gonca gülün
Kürtden daha kaba dilin
Lo lo diyen kimdir sana.

Sizde mi beyle karılar
Güzelim diye zırılar
Yalınız dişleri parılar
Arap diyen kimdir sana.

Gözükara’m bir kez baksan
Nazar olur dışar(ı) çıksan
Kalbur keklik bocun noksan
Çingen diyen kimdir sana.

Ağa sonuna kadar dinlemiş ve “Aşık, diline sağlık. Bizi çıkmaz boyayla boyadın” demiş.

Ağa da akıllı adammış değil mi. Biz olsak neler ederdik hanımı yerdin diye. Ağalık böyle bir şey herhalde. Sadece malın fazlalığı adamı ağa yapmıyormuş, bunu bir kez daha anladım. "


-----------------------------------------------------

Hiç yorum yok: