http://sairlermaras2.blogspot.com.tr/

16 Temmuz 2014 Çarşamba

YARBAY ABDULKERİM


KİMDİR
Asker.
Çanakkale Savaşına Yarbay rütbesiyle 185. Alay Komutanı olarak katıldı. Savaşta gösterdiği yararlılıktan dolayı İki Padişah onu ödüllendirdi.
Çanakkale’nin Helles ve Suvla Cephelerinde Bölük Kumutanı olarak  savaşan, yeğenim dediği(aradaki yaş farkı nedeniyle diyor.  Bayazıtoğlu Muharrem kendinden 21 yaş küçük )    amcasının oğlu Muharrem’le sık sık bir araya geldi.

SOYU: Dedesi; Kerim,   Babası; Sayit Bey, amcaları; II. Bekir ve Nuri Beyler, Dr Eşbah Bayazıt’ın amcaoğlu, Maraş Milletvekili Şükrü Beyin küçük kardeşidir.   

DOĞUMU: Maraş’ta 1877’de doğdu.

ÖĞRENİMİ: İstanbul Harp Okulunu 1898’de piyade teğmen olarak birincilikle bitirdi.

YEMEN SAVAŞI: Üsteğmen rütbesiyle Yemen savaşına katıldı. Osmanlı ordusunun muhtelif birliklerinde görevlendirildi.   Çanakkale Savaşına Yarbay rütbesiyle 185. Alay Komutanı olarak katıldı.

İki Padişah onu ödüllendirdi.
Savaşta gösterdiği yararlılıktan dolayı:
a.               Sultan Abdulhamit Han tarafından gazilik fermanıyla onure edildi. Buradaki başarısından dolayı 24. Fırka Kumandan vekilliğine getirildi ve
b.              1917’de Sultan Reşat’ın liyakat fermanı ile ödüllendirildi.
Çanakkale Savaşı sonrası  Osmanlı ordusundan emekli oldu.


ÖLÜMÜ: 1934’de İstanbul’da vefat etti.





-----------------------------------------

AÇIKLAMA

Bayazıtoğlu Muharrem'le  

Çanakkale'de beraber savaştılar.   
Yiğenim (kendinden 21 yaş küçük olduğu için yiğenim diyor) dediği amcasının oğlu, Bayazıtoğlu Muharrem subay iken,   Abdulkerim Yarbay idi. 
Halide Nusret Zorlutuna, Bir Devrin Romanı adlı eserinde şöyle diyor: 
"Merhum Mahmut Paşanın hanımı (M) 'nin halası,  Yarbay    Abdulkerim'in hanımı da halasının kızı idi. Pek kibar hanımefendilerdi."
Bu hanımlar ve diğerleri, Yazarların anası diye ünlenen Halide Nusret Zorlutana'ya,  Bayazıtoğlu Muharrem için dünürcü geliyorlardı.  

"Daha bir çok hanımfendiler vardı. Geldikleri zaman bir kaç araba dolusu geliyorlardı. .... ' 'Bugün bizim geleceğimizi amcanız beyefendi haber vermemiş miydi?'  dediler.  
'Hayır efendim.'dedim. 'hiç haberimiz yoktu. Annem de Bey amcamı görmeye gitti.'  
Sıkıntılı bir sessizlik çöktü odaya. Kimse ne diyeceğini, ne yapacağını bilemiyordu.  Az sonra Mahmut Paşanın Hanımı namaz kılmak istedi. Koşup yukarıdan işlemeli bir misafir seccadesi indirdim; ipek baş örtü, akik tespih hepsi tamamdı. 

' .... Mermer masa üstündeki paket açıldı: Zengin bir nişan sepeti. Elmas yüzükler, altın bileziklerden tutun da, o zaman pek moda olan (...?....) lavantalarına kadar.
'Mahmut Paşanın o nur yüzlü hanımı, önce yürekten BİSMİLLAH çekerek  parmağıma pırıl pırıl bir alyans geçirdi, dualar etti. Kalbim deli deli çarpıyordu, kendimi rüyada sanıyordum. - Halide Nusret Zorlutunu- a.g.e." 

------------------------------------------ 

Hiç yorum yok: