http://sairlermaras2.blogspot.com.tr/

21 Ekim 2014 Salı

KARPUZOĞLU HACI AHMET EFENDİ



KİMDİR
1.   Düşünür-İslam Gizemcisi – Sofi - Fıkıh Profesörü - Şeriat Hukukçusu.
2.   Gençlik yıllarında yörede adet olduğu üzere karakucak güreşiyle ilgilendi. İri yapılı, sportmen bir bünyeye de sahipti.


DOĞUMU: 1820’li yıllarda, Elbistan’a bağlı (Avliya) köyünde doğdu. Çocukluk ve gençlik yılları köyünde ve Elbistan’da geçti.

ÖĞRENİMİ: Akli ve nakli ilimleri burada tahsil etti.

GÖREVİ VE YAPTIKLARI
1.     Askerliğini yaptığı Kilis’te yolu zamanın büyüklerinden, Kilisli Baytazzâde Sermest Abdullah hazretlerine uğradı. Askerliğinin bitiminde Kilis’te kalıp, Bilgenin yanında kalıp seyr-i sülûkunu tamamladı. İcazet ve sancakla şereflenip memleketi Elbistan’a döndü.
2.     Şimdi yıkılmış bulunan, Ulu Caminin civarındaki tekke ve zaviyesini açarak halkı aydınlatma görevine başladı.


BİR ANI: Bir zaman, hocası Baytazzade’yi ziyaretten dönerken kısa olduğundan Ahırdağı-Zeytûn-Celâ güzergâhını tercih eder. On kadar Ermeni eşkıyası yolunu keser. Eşkıya küfür ederek saldırıya geçer.  Eli her kalkış - inişte bir Ermeni eşkıyası acı bir çığlık atarak yere yuvarlanır. Daha sonra düştükleri yerden kalkan eşkıya arkasına bakmadan kaçmaya başlar.

ÖLÜMÜ: 1912 yılında, Hakkın rahmetine kavuşur. Kızılcaoba Mezarlığına defn edilir.
•      Kendilerine, hocası tarafından verilen sancak da türbesindedir.
-------------
AÇIKLAMA

Kadir Meral isimli yazarın KARPUZOĞLU Hacı Ahmet Efendi ve  10 Ermeni eşkıyasına ilişkin yazısını kısmen alıyorum:

“Bir Müslüman 20 Ermeniye Bedel”

Başlıktaki cümleler, Kahramanmaraş ili Elbistan ilçesi Kızılcaoba Mahallesi Şardağının doğu eteği Orucoğlu Stadının üst kesimindeki türbede medfun KARPUZOĞLU Hacı Ahmet Efendi, Ceyhan vadisi Kısık yolundan at ile Elbistan'a gelmektedir.
Osmanlı döneminin bilhassa sonlarına doğru Ermeniler iyice azgınlaştıkları tarihi kayıtlarda sabit. Bu durum yaşlılarımızca acı acı ifade edildiği gibi tarih kitaplarımıza da geçmiştir.
Yıl 1920'ler.
Maraş'tan yola çıkan, Ahırdağını aşarak Ceyhan Nehri vadisi Kısık yolundan Elbistan'a gelmekte olan Hacı Ahmet Efendi, bir ıssız yere geldiğinde on (10) kadar Ermeni yolunu çevirerek, hem soyacaklar, hem de işkence yaparak öldürecektirler. Zira, onlar Müslüman öldürmeyi ibadet sayarlar. Ellerinde sopa ve benzeri sert cisimler var. Hacı Ahmet Efendi; iri cüsseli, uzun boylu, sıkleti de vücuduna uygun tam bir sporcu bünyesine sahiptir. Dahası; bir boksör veya karateci gibi atiktir. Kurdun koyun sürüsüne daldığı gibi üzerlerine dalar. Her yakaladığını morartı, kızartı ve ufak tefek yaralamalarla yere serer. Hemen hepsi yaralanmıştır. “Kımıldarsanız öldürürüm” diye bir nara atıp azarladıktan sonra hepsinin de yarasını sarar. Bu durumun esas ilginç yanı, Hacı Ahmet Efendi, bu hâle düşen Ermenilerin yaralarını sararken şöyle demesidir:
“Zalim oğlu zalimler! Papazlarınız size nasihat ederken; “bir Müslüman 10 Ermeniye bedel. Aman ha aman, dikkatli olun, onlara çatmayın” demedi mi? diyerek sorar ve nasihatta bulunur.

-------------------------------------------------------------------------
kelimeler

Gizem: Sır / bilinmeyen şeyler, esrarengizlik
Gizem: 1. Duyuları aşan; usumuzun doğal durumunda, varoluşu ve özü bize kapalı, saklı kalan şey. 2. Doğaüstü inanç doğruları. 
Gizemcilik (nedir ne demek)
1.    Aklın yetmediği alanlarda ve özellikle Tanrı kavramında, gerçeğe gönül yoluyla veya bir irade zorlayışıyla ulaşılabileceğini kabul eden felsefe ve din öğretisi, mistisizm.
2.    Tinsel tutum ve düşünüş; yaşama doğrultusu olarak: 1- Karanlık, gizemle yüklü olana duyulan aşırı eğilim. 2- Açık olmayan, gizemsel düşünme biçimi. 3- Tanrısal sezgi yoluyle, algılanamayan doğaüstü gerçekleri yaşama. 4-Tanrı'ya erişme çabalarının tümü. 5- Yüksek bir gücü kavramak ve eylemlerini bu güce göre düzenlemek için gerçekliğin üstüne yükselme eğilimi.



Kaynak: Kadir Meral www.unsandigi.com/sandik2/90.asp

-------------------------------------------------------------------------

Hiç yorum yok: